22 Aralık 2020 Salı

Sıcakta salyangozlar

Salyangozun sıcağa tahammülü yoktur. Nemi sever, çünkü neredeyse yüzde yüz sudan ibarettir. 
 
Sıcakta güvenli bir yere çekilip kabuğunu mühürler ve arkasında inzivaya veya uykuya çekilir. Saklanma yeri saksıların kıvrım yerleri, ağaç kovukları, yaprakların arası, su deposunun altı gibi gözden uzak yerlerdir. O kadar güçlü yapışır ki yerinden zor sökersiniz. İlk yağmur düşer düşmez çözülür ve yeni çıkan yapraklarla kendini doyurup doğurmaya başlar. Doğurur da doğurur.
 
Ortaya çıkmalarını bahçemde yenik yapraklardan anlarım. En çok siklameninkileri severler. Zambağa da bayılırlar. 
 
Bu sene yağmurlar başlayınca bahçedeki salyangoz varlığının bayağı azalmış olduğunu fark ettim. Çoktan ısırılmış olması gereken yapraklar dokunulmamışlardı. Sağda solda boş salyangoz kabuklarına da rastlıyordum. Bu azlığın nedeni sıcaklar olmalıydı. Geçen ilkbaharda başlayan rekor sıcaklar salyangozları yapıştıkları yerde yakıp yok etmiş olmalıydı. 

İnsan ürünü iklim değişikliğinin getirdiği aşırı sıcakların bir sonucu, birçok canlının yeni duruma ayak uyduramaması ve yok olmakla karşı karşıya kalmasıdır. 
 
Artık bu tür istatistiklerin kimseyi etkilemediğini biliyorum ama ben gene yazayım: İklim felâketi ve habitat kaybı nedeniyle bir milyon canlı türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. 
 
Bir yerde okuduğuma göre, endüstriyel kapitalizmin başladığı 1700’de gezegenin buzlarla kaplı olmayan kısmının yüzde 95’i ya yabani idi ya da “yarı doğal” ismiyle sınıflandırılacak kadar az kullanılıyordu. 
 
İki bin yılına gelindiğinde yaban alanlar yüzde beşe düştü. Bu habitat tahribatının bir sonucu, ormanlarda ve yaban hayatta gizli Covid-19 gibi virüslerin insana atlaması oldu. 
 
Bin dokuz yüz kırk yılından bu yana 300 bulaşıcı hastalık ortaya çıktı. Zika, Ebola, Sars, Mers ve sayısız nezle türü bunlardan bazılarıdır. 
 
Bu hastalıkların kökeninin ne olduğuna dair şüphe yoktur: Habitat tahribatı ve endüstriyelleşen tarımın stres altına soktuğu hayvan nüfusunun insanlarla yüz yüze gelmesi. 
 
Tahribat devam ediyor. Ve aslında her birimiz hem bunun farkındayız hem de buna katkıda bulunuyoruz. Çünkü kurulan ekonomik düzende dünya bir emtiadır. Ve bu emtia, sonu ne olursa olsun, alınıp satılacaktır. 
 
Belâ olmalarına rağmen gene de salyangozların sıcaktan tamamen yok olmalarına – eğer neden gerçekten bu ise – sevinemem. Onların en az benim kadar bu dünyada yaşamaya hakkı var. 
 
Bu gerçek ters biçimde şöyle söylenebilir: Onun için faydası veya zararı ne olursa olsun insanın hiçbir canlıyı yok etmeye hakkı yoktur. 
 
İnsan şimdi muzaffer görünebilir ama muhtemelen son gülen salyangoz olacaktır. Bu yaratık bir defada otuz ila elli yumurta doğurur ve yılda bir defadan fazla yumurtlar. Doğurması için çiftleşmesi şart değildir çünkü hermafrodittir, hem erkek hem dişi cinsiyet organlarına sahiptir. Çiftleşmek istediğinde erkek veya dişi gibi davranabilir. 
 
Bir tek salyangoz bahçemi yeniden salyangozlarla doldurmaya muktedirdir.

www.diyaloggazetesi.com ==> OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ
Diyalog Gazetesi

2020 - 2023


ZAMANSIZ YAZILAR