7 Kasım 2020 Cumartesi

Beni uyandırmayın da...

Saat üçe geliyor. 

Yardımcımın ütüyü bitirip gitmesini bekliyorum. 

O gidince yukarı çıkıp uyuyacağım. Bütün uykular güzeldir ama uykuların en güzeli yeni değiştirilmiş çarşafları olan yataklarda uyunur. 

Bir yerde, zengin değil iken sonradan zengin olan bir kadının ilk iş olarak keten çarşaf, nevresim, yastık yüzü aldığını, yardımcısına yatağının çarşaflarını her gün değiştirmesini söylediğini okumuş ve bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüştüm. Belki abartılı bir iyi fikir. 

Evlilikleri yarım yüzyılı aşmış olmasına rağmen hâlâ eşleriyle birlikte uyuyan arkadaşlarım var. 

Seninle hayatını uyumlu bir biçimde geçirecek bir eş bulmak, astronot olmaktan daha zor bir iştir. Bana sorun. Tebrikler vallahi. 

Yatakta bir kadının nefesini yüzünde hissettiğinde başını çevirmezsen onu seviyorsun demektir. Bunu da bir yerde okumuş ve test etmiştim. Doğrudur. Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama aynı şey kadın için de geçerlidir. Hatta belki daha fazla. 

Neden uyuyoruz bilmiyorum, başkalarının da bildiğini sanmıyorum, her ne kadar bu konuda ileri sürülen birçok kuram varsa da. 

Bir uyku bağımlısı olarak benim amatör düşüncemi soracak olursanız uyku iki amacı gerçekleştirmek için vardır: Birincisi, vücudun kendini genel bir bakımdan geçirmesine fırsat vermektir. İkincisi, kesintisiz şuurun, yani sürekli hayat ile bağlantıda olmanın insanı delirtmesini önlemektir. 

Uyku insanın kendine hayattan verdiği bir tatildir. Uyumayı severim, uyanmayı sevmem. Çocukluğumdan başlayarak uyanmaya değer pek bir şey bulamamamdandır belki. Mamırlamam, yani kendime gelmem, yataktan çıkıp hayata katılmam da uzun zaman alır. 

Freelance çalışan bir gazeteci olduğum için şanslıyım. Dokuz-beş hayatım ender oldu. İstediğim zaman uyur istediğim zaman uyanırım. Hayatımın en büyük zenginliklerinden biri budur. 

Uykuyu sevdiğime göre ölümü de seveceğim diye düşünüyorum. 

Bazıları az uyku ile idare etmeyi marifet sanır. Birçok aptallık gibi bu da Amerika’da başladı. Kargalar uyanmadan kalkıp koşmalar, her gece geç saatlere kadar çalışmalar, cep telefonunu hiç kapatmayıp başucundan ayırmamalar... Bunlar bir ara çok moda idi. 

Okuduklarıma bakacak olursam şu sıralar uyku “in” olmaya başladı. Şimdi akıllılık, akıllı telefon veya akıllı saatin kumandasında her gece erkenden yatıp erkenden uyanmak oldu veya olmasına çalışılıyor. Uykunun faydalarını anlatan kitaplar yayımlanıyor. Yakında bir uyku dergisi çıkarsa – tabii internette – hiç şaşırmam. 

İnsan denilen yaratık dünyaya ayak bastığından beri değişmeyen gerçeklerden biri şudur: Sağlıklı bir yaşam için her gün 7-8 saat gece uykusuna ve yeteri kadar da siestaya ihtiyacı var. Bunlardan kendini mahrum bırakan kişi er geç, unutulmaya başlanan iki Kıbrıs deyimi ile, mannos olur, sersemler ve gunolaşır, aptallaşır. Seçenek sizin. Beni uyandırmayın da siz ne yaparsanız yapın.


www.diyaloggazetesi.com ==> OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ
Diyalog Gazetesi

2020 - 2023


ZAMANSIZ YAZILAR