10 Kasım 2020 Salı

Her şey neden bu kadar güzel?

Bu sabah yağmurun damda çıkardığı sesle uyandım. Kasım’a kadar bekleyen yağmur en sonunda bana da uğradı ve bahçemin topraklarına uzanıverdi.
 
Bir arkadaşımla, yağmur yağan ilk gün yürüyüşe gitmek için sözleşmiştik. Onu aradım, çabucak geldi ve ara sıra serpiştiren yağmurda Beşparmak’a doğru yola koyulduk. 
 
Dağın beşparmak şeklinde olan yeri bulutlar içinde kayıptı. Su çamları, servileri ve çalıları yıkamış, yeşilini canlandırmış, onları sanki gençleştirmişti. Güneşsizliğin loşluğunda ormandan harika bir koku geliyordu. Artık mantarlar da ayrelliler de -yabani kuşkonmazlar- çıkar diye düşündüm.
 
Doğada her şey güzel. Güzellik giyinmemiş hiçbir canlı yok. Güzellik sınavını geçmemiş hiçbir şey var olamaz gibi. Her canlı, bir başka şey olmanın yanı sıra, güzel olmak zorunda. 
 
Yılana, kuşa verilen renk ve desen; gizlenmeleri, toprağın, bitki örtüsünün veya ağaçların ve çiçeklerin rengine uyup görülmelerini zorlaştırmak içindir. Ama sadece bunun için değil. Bir amaç daha var: Onları güzelleştirmek. Ve bu güzellik kendi için var, herhangi bir görevi yapmak, başka bir işe yaramak için değil. 
 
Güzellik sadece canlılara ait değil. Dağlar, kayalar, toprak, su, sonsuz karanlığın içinde parlayan gök cisimleri, yaradılışta her şey, iç titreten bir güzelliğe sahip. 
 
Demek kâinatta gemlenemeyen, taşkın bir güzellik yaratma dürtüsü var. Her şey olduğundan daha güzel olamayacak kadar güzel, sanki. Doğadaki her şey gözü memnun ediyor. 
 
Neden her şey bu kadar güzel? Dünyayı sevelim diye mi? Yoksa güzel veya herhangi başka bir şey değil de gözlerimiz her şeyi güzel görmek üzere mi dizayn edildiler? 
 
Bin bir şekil alan bulutlara bakıyorum. İstiflenmiş, uzun, tül gibi şeffaf veya hallacın elinden çıkmış gibi pamuk pamuk, beyaz, kurşuni, siyaha çalan ve kızıl, her zaman sessiz ve uzak ve hareket hâlinde. Her zaman güzel. 
 
Her şey bu kadar güzel de insan neden bu kadar çirkin? Doğada her şeyin güzel olması herkesin bu güzellikleri gördüğü anlamına gelmiyor. Güzelliği görmek de bir eğitim işidir. Her konunun cahilliği olduğu gibi güzellik cahilliği de var ve bu çok yaygındır. Ve her cahilliğin bir bedeli olduğu gibi doğa cahilliği de bir maliyetle geliyor – ve cahil olanla olmayanın ödediği bedel eşittir.

www.diyaloggazetesi.com ==> OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ
Diyalog Gazetesi


2020 - 2023


ZAMANSIZ YAZILAR