29 Ekim 2020 Perşembe

Kedigillerin felsefesi

Kedim oldu, kedili evlerde oturdum, kedilerine tapan arkadaşlarım var. Şunu öğrendim:

Bir kedi ile ahenk içinde yaşamak istiyorsanız her istediğini yapacaksınız. Onun sizinle ahenk veya herhangi başka bir hâl içinde yaşamak gibi bir gailesi yoktur. İstediği, onun için ideal yaşam koşullarını yaratmanızdır. 

Kesinlikle kedinizle çatışmayın çünkü kazanmanız mümkün değildir. O sizden sabırlı, inatçı, ısrarkeş ve akıllıdır. 

Ayrıca, onun dünya kadar vakti var, sizin yoktur. Sizden akıllı olmasını sizin onun için çalışmanızdan, ama onun sizin için çalışmamasından çıkartabilirsiniz. 

Markete gidip sahibi için yiyecek satın alan kedi tanıyor musunuz? 

Meşhur laftır: Köpeğiniz varsa siz onun sahibisiniz. Kediniz varsa o sizin sahibinizdir. 

Bu da var: Köpeklerin sahibi vardır, kedilerin kadrosu vardır. 

İnsan kediyi evcilleştirmedi. Kedi insanı evcilleştirdi. 

Kedi bilge olmak dışında dünyanın en tembel hayvanıdır. Çalışmak istemediği için hayvanlar âleminde çalıştıracak bir yaratık aradı ve kendini akıllı zanneden ama gerçekte aptal olan insanı amacına en uygun buldu. Terbiye etti. 

Karşılığında bir şey vermeden (köpek sadakat verir) kendine baktıran bir ikinci hayvan biliyor musunuz? 

Galiba kediler feylesoflarda en çok merak uyandıran hayvanlardır. Çünkü, feylesofların uğraştığı bütün konular gibi, çözümsüzdürler. Hem yakın hem uzaktırlar, bağımlı ve özerktirler. Kaybolurlar ama aslında yakınlarda ama gözünüzden uzaktadırlar. 

Fransız deneme yazarı Michel de Montaigne’in (1533-1592), ünlü sorusunu biliyorsunuzdur: “Kedimle oynadığımda, onun benimle oynamadığını nereden bilebilirim?” 

Şundan: Kedinizle sadece o sizinle oynamak istediği için oynarsınız. Sizinle oynamak istemezse oynattırmaz. 

Son kedisi 23 yaşında ölünceye kadar çocukluğundan beri kedisi olmuş olan İngiliz Feylesof John N. Gray bugün piyasaya çıkan Kedigillerin Felsefesi: Kediler ve Hayatın Anlamı* adlı bir kitap yazdı. “İnsanlar çarçabuk insanlıklarını kaybederler ama bir kedi asla kedilikten çıkmaz,” diyor bir yerinde. 

"Kedilerde hiç sıkılmışlarmış gibi bir hava hissedemezsiniz çünkü hiçbir zaman mutlu olmak için mücadele etmek gibi bir düşünce akıllarından geçmez.” 

Kediler insanlara insanlar için bir öğüt listesi hazırlamış olsalardı bunlardan biri “Çektiğiniz çilelerden bir anlam çıkarmaya çalışmayın olurdu,” diyor Gray. 

Bir başka yerde “Kediler sırf uykunun keyfine varsınlar diye uyurlar,” diye iddia ediyor. 

Bu, uykunun keyfine varmak, kedilerden öğrendiğim en önemli şeydir. Uykum geldiği zaman, saat kaç olursa olsun uyurum ve uykuyu boşuna harcanmış zaman olarak düşünmem. 

Feylesofların kedilerle uğraşması her zaman kedilerin hayrına olmamıştır. Hayvanların bir tür makine olduğunu savunan Fransız düşünür René Descartes (1596-1650) bir kediyi pencereden dışarı savurmuş ve dehşet içindeki hayvanın çığlıklarını mekanik bir tepki olarak tarif etmişti. Kedinin Descartes’ı pencereden aşağı atıp çığlıklarını değerlendirmeye tabi tutmasını tercih ederdim. 

* Feline Philosophy: Cats and the Meaning of Life.

www.diyaloggazetesi.com ==> OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ
Diyalog Gazetesi


2020 - 2023


ZAMANSIZ YAZILAR