Kişinin ne kadar uygar olduğunun en önemli
ölçüsü kendisi gibi olmayanlara karşı ne kadar hoşgörülü olduğudur.
Beyaz iseniz siyahlara, erkek iseniz kadınlara, zengin iseniz fakirlere,
heteroseksüel iseniz eşcinsellere, Türk iseniz Kürtlere, Sünni iseniz
Alevilere, Amerikalı iseniz Afrikalı veya yerli Amerikalılara, Rus
iseniz Çeçenlere, Çinli iseniz Uygurlara, yerleşik iseniz göçmenlere
kendinizden olanlar kadar iyi davranıyor musunuz?
Konumuz budur.
İddiam da şudur: İnsanın yaradılışından gelen özellikler arasında en
cılız olanı hoşgörüdür.
Bir tarifi ile yabancı veya farklı olan her şeye karşı düşmanlık olan
hoşgörüsüzlük insanın temel güdülerinden biridir.
İnsan dünyaya hoşgörüsüzlükle geldi.
Hoşgörüsüzlüğün birçok çeşidi var.
En yaygın olanı toplulukların kendilerinden olmayanlara karşı gösterdiği
hoşgörüsüzlüktür.
Araştırmalar dünyanın en barışçıl toplumlarından olan bazı Amazon
kabilelerinin kendi mensupları arasında çatışmasızlık kural iken
yabancılara inanılmaz gaddar davrandığını gösteriyor.
Kabile mensupları arasında uyum varken komşu kabilelerle bile ilişkileri
kaba kuvvet belirliyor.
Bunu anlamak kolaydır: bir başka kabile çevredeki doğal kaynaklara
rakiptir. Çok doğal kaynağa sahip olan neslini en kolay sürdürür. Bu
nedenle şiddet kullanarak onları bu kaynaklardan uzak tutmalıdır.
Hoşgörüsüzlük birçok kazanda pişer, bunların en büyükleri din ve ulus
kazanlarıdır.
İnsan kendisi gibi olan, kendisiyle aynı din ve milliyetin etiketini
taşıyan, aynı geleneklere, cinsel eğilimlere sahip, hatta benzer giyinen
ve benzer saç tıraşını yaptıranlarla beraber yaşamak ister. Onların
arasında rahat eder.
Standarttan sapanı, güzellikle veya zorla, yola
getirmek ister.
Bu özellikler bazı hayvanlarda da var. Ana ördek, yavrularına yaklaşan
veya aralarına girmeye çalışan ördek yavrularını kaçırır veya öldürür.
Ana ördeğin bütün yavruları beyaz bir tanesi siyah ise onu telef eder.
Hoşgörüsüzlüğe tahammül etmek hoşgörü değildir.
Hoşgörü ölçüsüne göre uygar olan millet yoktur, çok az da insan vardır.
Hoşgörü güçsüzlüğün değil güçlü olmanın kanıtı ise o zaman dünya zayıf
insanlarla doludur.
Hoşgörüsüzlük bencilliğin ve benmerkezciliğin zaferidir.
Hoşgörüsüzlük insanlığın ilkellikten kurtulamadığının en büyük
kanıtıdır.
İnsanın uzaya açılma, başka gezegenlere yerleşme, başka yaratıklarla
buluşma hayalleri var ama bu olmayacak çünkü uzay ilkel yaratıklara
geçit vermeyecektir. Uzayın baş döndürücü mesafeleri insan gibi vahşi
yaratıklara karşı bir cordon sanitaire’dir.
Hoşgörüsüzlüklerimizle hoşgörü arasında devasa bir mesafe var. Hoşgörü
menziline erişmek için daha yola çıktık bile denilemez.
www.diyaloggazetesi.com ==> OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ
Diyalog Gazetesi
www.diyaloggazetesi.com ==> OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ
Diyalog Gazetesi