1 Temmuz 2017 Cumartesi

Çalışmamak da çalışmaktır

Nasıl yazı yazmak, yazmaktan ve silmekten ibaretse, çalışmak da çalışmak ve çalışmamaktan ibarettir.

Çalışmamaktan kastım tatil yapmak, ara sıra işi asmak, siesta yapmak, uzun uzun uyumak ve geç kalkmak gibi hayatın mesai dışındaki bölümünü meydana getiren ve mesaiyi daha verimli yapan şeylerdir.

(Silmekten - ki bu yazının konusu değildir – kastım ise kişinin yazdıklarını sıkı bir edit’ten geçirip ağırlık yapan kısımlarını atmaktır. Dostoyevski dahil, bu sürecin yazılarını daha iyi yapmayacağı yazar yoktur. Çünkü; iyi yazmak mümkün olduğu kadar az kelimeyle mümkün olduğu kadar çok şey anlatmaktır. Günümüzde bu, eskiden olduğundan önemlidir, çünkü bilgisayar kullanımı yazmayı kolaylaştırarak uzun yazmayı kışkırtmıştır. Ama daha iyi yazı yazmayı teşvik etmemiştir. Sıkıcı yazı bolluğunun bilgisayar kullanımına koşut olarak artmasının nedeni budur. Neyse. Başka zaman.)

Bunları aklıma Erdoğan’ın camide bayram namazı kılarken baygınlık geçirmesi getirdi.

Bayram namazı İstanbul’da 6:19’da kılındı. Erdoğan’ın Ataşehir, Barbaros Mahallesi’ndeki Mimar Sinan Camii’ndeki namaza yetişmesi için saat 4:30 civarında uyanması gerekiyordu. Güneş 5:34’te doğduğuna göre, karanlıkta.

Hayatı, rekor mesai saatleriyle geçen birisi için o saatte kalkmak pek kolay olmamıştır. Ben olsaydım öğleye kadar uyur, bayram namazını cezalı olarak kılardım (eğer böyle bir şey mümkünse).

Ama dindar olmak kadar dindarlığını sergilemenin de önemli olduğu Türkiye’de bu, herhalde, politikacılar için geçerli bir seçenek değildi.

Tatil yapmayanların, doya doya uyumayanların ve sık sık seks yapmayanların hiçbir işinden hayır gelmez.

Nasıl önemli olan uzun yazmak değil iyi yazmaksa, aynı şekilde, önemli olan uzun saatler çalışmak değil verimli çalışmaktır.

Bu, herkes için olduğu gibi yöneticiler için de geçerlidir.

Hatta onlar için daha da geçerlidir, çünkü aldıkları kararlar sadece kendilerini ve yakınlarını değil, başkalarını da etkiler.

Tatil yapmamak, uzun mesai saatleri ve kısa uykular... Bunlar beni kısa zamanda öldürür. Herkesi öldürür, aslında. Ama hırs gözlerinin önünde kalın bir perde olanlar farkında değildir.

Dinlenerek, hayattan zevk alarak da hırslı olunabilir.

· Uyku, uyanıklıktan tatlıdır.

· İnsan, uykudan, uyanıkken çözemediği sorunları çözerek kalkar.

· Ayakların çam yumuşağı yerlere basması, yerden bir kozalak alıp savurmak, ilaçların en iyisi olan yeşil havayı teneffüs etmek insanı yeniler.

· Her şeyi ciddiye almamak ilaçtır.

· “Ben Bir Hiçim” demek, günde beş vakit namaz kılıp kibirli olmaktan iyidir.

· Orman, deniz, ruhun tamirhanesidir.

· İnsan yanında sadece öteki dünyaya götürebileceği şeyleri biriktirmelidir.

· Mezarlıklar “bensiz olmaz” diyen kişilerle doludur.

Dünyaya yorulmak için değil, dinlenmek için gelmiş olabileceğimiz neden kimsenin aklına gelmiyor?


2020 - 2023


ZAMANSIZ YAZILAR

  • Trum trak tiki tak, makinalaşmak

    Aklın bir kompütüre benzediğine ve içindekilerin olduğu gibi gerçek bir kompütüre veya yapay bir mekanizmaya yüklenebileceğine inananlar var. İnananlar olduğu gibi bunu yapmak için laboratuvarlarda çalışanlar da. "trrrrum, trrrrum, trak tiki tak makinalaşmak istiyorum! mutlak buna bir çare bulacağ... DEVAMI>>

  • Öpünce prens olan yaratık

    Geçen gün kuşların yemliklerini doldururken bizim fitne dediğimiz frangipani adlı bitkinin iri, yeşil bir yaprağının altındaki bir başka iri yaprakta oturan yeşil bir kurbağa gördüm. Kurbağa, kadın göğsüne iğneli zümrüt bir broş kadar hareketsizdi. Sabah saatleri idi. Mermerden oyulmuş bir kaba su d... DEVAMI>>

  • Uykuda ölmek

    Eski bir arkadaşımla uzun zamandan beri temasım olmaması kafama takılmıştı. Geçen hafta ona bir e-mail yolladım ve hatırını sordum, "Nedir durumların? Annen, çocuklar..." diye. Cevap aldım. Kendisi ve çocukları iyiymiş ama annesini birkaç ay önce babasının yanına uğurlamış: "Geride kedilerini ve güz... DEVAMI>>

  • Giriş notu ile "rüzgâr"

    Bazen bilgisayarımın dehlizlerinde dolaşırken eski yazılarımla karşılaşırım. Bazılarını dün yazmış gibi hatırlarım. Nerede yazdığımı, yazıda bahsi geçen kişileri, o anki havayı, ruh hâlimi... Geçenlerde "Ben Bir Hiçim" başlıklı yazımı okuyunca kendimi Kuzguncuk’taki evimin mutfağında buldum. Yağm... DEVAMI>>

  • Uçan örümcek görürseniz şaşırmayın*

    Görmeyi kanıksadığımız şeylerde mucize var. Örümcek bu mucizelerden biridir. Yavru örümcek yumurtadan nasıl ağ öreceğini bilerek çıkar. Bunu herhâlde bilmiyordunuz. Örümcekler hakkında bir kitap** okuyuncaya kadar ben de bilmiyordum. Ama örümceğin mucizevi bir yaratık olduğunu bilme... DEVAMI>>

  • Bahçede dolaşırken bir örümcek

    Bahçede dolaşırken sarmaşık tırmandırmak üzere yaptırdığım demir kemere gerili bir örümcek ağı gördüm. Dün orada yoktu. Ağın mimarı, sekiz bacağının sekizini de ağa geçirmiş, güneşte, kıpırdamadan eserinin üzerinde duruyordu. O kadar kıpırtısızdı ki acaba yaşıyor mu diye meraklandım. Gözlerimi ona i... DEVAMI>>

  • Serçeleri de unutmayalım

    Ozanköy Satın aldığımda metruk evin tamiratı bitince benden önce serçeler taşındı. Belki de hep oradaydılar da inşaat bitinceye kadar ağaçlarda barınmışlar, işçilerin gittiğini ve gözlüklü bir amcanın eve yerleştiğini görünce geri dönmüşlerdi. Evin mutfağını büyütmüş ve üzerini balkon yapmıştım. B... DEVAMI>>

.