17 Mart 2012 Cumartesi

Goncolozlara lokma ve gollifa

Ozanköy
Çocukluğumda her yıl lokma günü vardı. O gün anneler lokma yapardı. Birkaç çeşit lokma vardı. Şerbete batırılmış şekerli lokma ve şekersiz lokma ve içine tavşan eti konup yağda kızartılan ve adına lalangı denen lokma. Lalangı avlanmış ova tavşanının etinden pişirildiği için her evde yapılmazdı.
Son gerçek Kıbrıslılardan olan komşum Gonca’ya sorunca lokma gününün üç ayların ilk cuması olduğunu öğrendim. Son ayı ramazan olan üç aya, üç aylar denir. Üç aylar bu sene 22 Mayıs’ta başlayacağına göre lokma günü 25 Mayıs olacak.
Rumların da lokma günü var. Onlarınki 6 Ocak’ta, İsa’nın Ürdün Nehri’nde vaftiz edildiği günün yıldönümünde.
Lokma devrinde adada goncolozlar da vardı. Hala var mı, bilmiyorum. Goncoloz kötü ruhlu bir hortlaktır. Baştan aşağı siyah giyer. Uzun kanatları var. Karanlık bastıktan sonra damlarda bekler. Özellikle koyu kış gecelerinde gelir, bir fırsat kollayıp eve sızar, çocukların ruhuna girer. Bu çocuklar kötü insan olur.
Anneler çocuklarını “Goncoloz gelecek,” diye korkuturdu.
Annemi kızdırdığımda, ki bu sık sık olurdu, “adi” veya “melun” demediği zamanlar bana “Karagoncoloz” derdi.
Lokma yapıldığında, bazı evlerde damlara goncoloz için bir tabak lokma konur veya lokma atılırdı. Gönlü alınsın ve o eve girmesin diye.
Goncolozdan dehşetli korkardım. Arkadaşım Bekir Azgın benden betermiş. Çocukluğunu geçirdiği Bodamya köyünde, kışın, goncoloz korkusundan haftalarca gece sokağa çıkamazlarmış.
“Bizim köyde dama lokma falan konmaz,” dedi Gonca. “Bunu Müslümanlar yapmaz. Rumlar yapar.”
Bekir Azgın ise Rumların goncoloza rüşvet olarak lokma değil gollifa verdiklerini söylüyor. Gollifa Rumların da Türklerin de özel günlerde yaptığı bir türlü tatlıdır. Buğday yumuşayıncaya kadar kaynatıldıktan sonra içine nar tanesi, kaynatılarak kabuklarından ayrılmış badem içi, kuru üzüm ve susam konur ve soğuk yenir.

Bunları, geçenlerde, Afrika’nın Tsavo bölgesinde yaşayan aslanlarla ilgili bir kitap okurken hatırladım. Tsavo’da dönümlerce lav kaplı bir bölge var. Üzerinde hiç bitki olmayan bu bölgenin adı Şeytan Lav Yatakları’dır. İki yüz yıl kadar önce burada dev bir yanardağ patlaması olmuş, birçok köy insanları ile birlikte lavlar altında kalmış. O yakınlarda yaşayan yerliler bazen geceleyin lavların altında hapsolan insanların yakaran çığlıklarını duyarlarmış. Kitabın yazdığına göre, bu huzursuz ruhların insan avına çıkmaması için yerliler bazı geceler gizlice Lav yataklarına gidip yemek bırakırlarmış.
Aralarında binlerce kilometre bulunan, birbirine hiç benzemeyen iki yerdeki adetlerin benzerliği ilgimi çekti. Ve bir daha anladım ki sınır denilen şey sadece insanların beynindedir.
Adanın Türk tarafında lokma ve gollifa geleneği yok olmak üzere. Bunun goncoloz nüfusu üzerindeki etkisi ne, bilmiyorum.

2020 - 2023


ZAMANSIZ YAZILAR

  • Binlercesi aşksız yaşadı ama

    Ozanköy Sıcak. Uyku ile uyanıklık arasında gidip geliyorum. Bir o yana, bir bu yana, el dokuma tezgahındaki mekik gibi. Gözlüksüz. Rahatsız. Kararsız. Sıcak, demirini üzerime atmış bir transatlantik. İki pencere arası daha serin olur diye yastıklarımı yatağım... DEVAMI>>

  • Miss Atomic Bomb

    Ozanköy Sana verebileceğim tek haber verecek haberim olmadığıdır, Bayan Dünya Güzeli. Mor tişörtümü giyiyorum, mutfakta oturuyorum, Miss Atomic Bomb’u dinliyorum, dondurulmuş taze portakal suyu yiyorum, sivri sinekler tarafından ısırılıyorum, Rahşe’nin işini bitirip gitmesini, beni temi... DEVAMI>>

  • Web’de karşılıksız sevgi arayan kadın

    Zırrrrr. Zırrrrrrr. Zırrrrrrrrrr. Simge 47 gün boyunca günde 16 saat durmadan yazıştığı Moris Hesaplıyan’ın zilini çalıyor. Heyecanlı. Sonunda gerçek Moris’i görecek. Yol boyunca onun ne kadar cana yakın, ne kadar sevgi dolu bir insan olduğunu düşünüp durdu. Kapıyı Mo... DEVAMI>>

  • “İnsanlar arasına hoş geldin”

    İngiliz ressam Cecily Brown - 46 yaşında - kızını doğurduğunda annesi ona  “İnsanlar arasına hoş geldin” demiş. Tanıdığım, kırklarının başında, evlenmemiş, çocuksuz... Bazen bekâr bir kadınla tanışırım bir yerde. Güzel, çekici, akıllı, bağımsız ruhlu. İlginç. Neden bu kadın... DEVAMI>>

  • Vazgeçilmesi en zor alışkanlık

    Odaya girdiğimde, ne alacaktım ben şimdi diyorum. Sokağa çıktığımda ocağı açık bıraktım endişesiyle dönüp kontrol ediyorum. Hayra alamet değil. Bir arkadaşım böyle yazdı geçen gün. Ben de ona şu cevabı yazdım: “Belli bir yaştan sonra herkesin hafızası zayıflar.... DEVAMI>>

  • Ben burada ne yapıyorum?

    Hiç kimse bizi burada zorla tutmuyor. Kendi isteğimizle burada duruyoruz.  Özgürüz. İstersek gidebiliriz. Bir kutu uyku hapı. Uçurumdan aşağı. Bir kurşun. Doğduğumuz andan öldüğümüz ana kadar vücudumuzun her hücresi bizi yaşatmak için, çoğu zaman bize rağmen, bi... DEVAMI>>

  • Güveler, karıncalar, kuşlar ve bir kaşkolun başına gelenler

    Kışın başıydı. Kaşmir kaşkolümü dolaptan çıkardım ve aniden “Veresiye Veren ile Peşin Veren” posterindeki Veresiye Veren tüccara dönüştüm. Bir sandalyeye çöktüm. Elim alnıma gitti. Sırtım kamburlaştı. Yüzümde, daha önce olmayan, kırışıklıklar belirdi. Saçlarımın beyazlaşması gö... DEVAMI>>

.