23 Mart 2008 Pazar

Kefaret

Donanımsızlık, ufku olmayan bir okyanustur, sahillerimizi dövüp duruyor.
Gözümde gözlüklerim, elimde kitabım sahilde uzanmış dalgaların sesini dinliyorum.
En az üç çocuk yapın, her çocuk kendi bereketiyle doğar diyor dalgalar.
Kadınlardan başlarını açmalarını istemek donlarını çıkarmalarını istemekten farksızdır diyor.
CHP’lilere yönelik operasyonlar bekliyorduk, Edirne Belediye Başkanı'nın gözaltına alınması bizim için sürpriz olmadı diyor.
Katili affetme yetkisi maktulün vârislerine aittir diyor.
Türk demokrasisi Avrupa çapındadır diyor.
Geçen gün öğle yemeğinde Türkiye’yi kurtarırken bir arkadaşım şöyle dedi: “Amerika Birleşik Devletleri’nde 30,000 akıllı 300 milyon akılsızı idare ediyor, ABD zengin. Türkiye’de ise tersi bir durum söz konusu ve Türkiye fakir bir ülke.”
Abartılı ve yanlış, ama ne demek istediği açık.
Türkiye’nin birinci sınıf yöneticilerinin hemen hemen hepsi özel sektördedir. Bunlar girişimciler ve onların şirketlerinde çalışanlardır. Aralarında dünyanın en yüksek standartları ile ölçebileceklerinizin sayısı az değildir.
İkinci, üçüncü sınıftakiler de siyasi kadrolarda memleketi yönetir.
Büyük şirketlere üst düzey yönetici bulma konusunda uzmanlaşan bir şirkette yönetici olan bir dostumdan geçen gün şunları duydum:
“Birinci sınıf yöneticiler birinci sınıf adamlarla çalışır. Çünkü kendilerine güvenirler, korkuları yoktur. İkinci sınıf yöneticiler ise üçüncü sınıf adamlarla çalışırlar, üçüncü sınıf yöneticiler de dördüncü sınıf. Bu böylece aşağıya kadar gider. Çünkü bunların kendilerine güveni yoktur. Popolarını emniyete almak her zaman gündemlerinin birinci maddesidir.”
Bu çark kırılabilir mi?
Çok zor. Sadakati ehliyetin üstünde tutmak siyasi kültürümüzün dokusuna yerleşti. Doğulu olmanın, rasyonel olamamanın, aydınlanma geçirmemiş olmanın, bilgiye değil hurafelere itibar etmenin, hizmette rüşveti kamu yararının üstünde tutmanın bir parçasıdır.
Hangi partinin iktidarda olduğu önemli değil.
Yorgun atların üstünde, aç ve adaleli Asya’dan kopup geldiler. Kafaları cahillerin İslamıyla bulanıklaşmamıştı daha. Gelenekleri, inançları, dilleri ve türküleriyle kendileriydiler. Dünyanın gördüğü en büyük imparatorluklardan birini kurdular. Sonra esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldular. Onların doldurduğu görkemli yerde, aşağılık duygusu omzumuzda pelerin, bizler varız.
Onlar nereye kayboldular? Biz nereden çıktık?
Bu politik kadroları hak ederek hangi günahların kefaretini ödüyor bu millet?
Gemileri karada yüzdürenler nerede?


2020 - 2023


ZAMANSIZ YAZILAR

  • Hurmalı mektup

    Lefkoşa  Taze hurma seviyor musun?    Şimdi taze hurma ve mersin mevsimi.   Mersin bahçede var.Hurmayı bandabuliyadan* aldım.   Yükseklerden gelen, kahverengi, yumuşak, tatlı, doğal, eski tadında. Bulutlara ve rüzgâra en yakın. Meyve ağaçlarının zürafası. Yoksa o Hi... DEVAMI>>

  • Onlarsız yapabileceklerim

    Tarih kitaplarının yazdığına göre, Sokrat fakir bir adamdı. Hiç ayakkabı giymez, yaz kış yalınayak dolaşırmış ama sanırım bu parasızlıktan değil, çocukluktan kalma bir alışkanlıktandı. Milattan beş yüz yıl önce diye Sokrat’ın ömrünü geçirdiği Atina’da büyük zenginler, lüks tüketim malları fa... DEVAMI>>

  • Yaşamın mucizeleri

    Birkaç gün önce İngiliz romancı J. G. Ballard’ın anılarını yeniden okudum. Ballard’ın otuza yakın bilimkurgu kitabı var, ama onu dünya çapında üne, anı kitapları kavuşturdu.  Bunlardan üç tane var.
 En ünlüsü daha sonra Steven Spielberg tarafından filme alınan Empire of the... DEVAMI>>

  • Üşeniyorum, o halde varım

    Üşenmek, içgüdüsel bir enerji tasarrufu olabilir mi?Herhangi bir şeyi yapmaya üşenirsin. Yerinden kalkmazsın. Enerjin, harcanmamış para gibi, yanına kalır.“Kalkıp bir metre ötedeki perdeyi açıp havaya bakmak yerine yağmur yağıyor mu diye internetten bakan” arkadaşımız buna güzel bir örnek sayılabil... DEVAMI>>

  • Kararım kararsızlık

    Bir gece önce ertesi gün yapacaklarını kararlaştırmak, ertesi gün gelince hiçbirini yapmamak, elinde lokum gibi bir kitap koltuğa yayılıp okumakta olağanüstü leziz bir şey var.  Kararsızlık kararlılıktan daha eğlenceli olabilir mi?Kararlı insan kararını verip uygulamaya koyar, kendini diğer ... DEVAMI>>

  • Neden buradayız?

    Neden? Sonunda, kısa bir süre önce bitirdiğim yeni bir kitapta* bu sorunun cevabını buldum. Başka bir yere gitmek için buradayız. O başka yer nedir, nerededir? Başka bir yere gitmek için buradayız, diye yazan yazar da bu konuda bir şey söylemiyor. Başka bir yerden kastının, bir ucunda taş bulun... DEVAMI>>

  • Denizde bir çocuk gülüyor

    Ozanköyİlkbahar gürültüyle, sonbahar sessiz gelir.Günler kısalır.Tohumlar gerinir. Ağaçlar esner. Kuşlar göçer.Omzumda havlu, başımda şapka, patikadan deniz kenarına inerken güneşin her gün bir öncekinden daha az yakıcı olduğunu hissediyorum.Yaz sıcağı gitmek üzere toparlanmaya başladı.Sonbahar ge... DEVAMI>>

.