27 Ağustos 2019 Salı

Benim gibi makineler

Öyle bir robot yapılıyor ki görüntü olarak tıpkı insan.

Sokağa çıkıp kalabalıklara karıştığında, metroya bindiğinde, dükkânlara girip çıktığında, konuştuğunda, kimse onun bir makine olduğunu anlamıyor.

İnsanı aşan olağanüstü bir bilgiye, zekâya ve hafızaya sahip olduğunu ancak onunla konuştuğunuzda anlıyorsunuz.

Zamanla bir şeyin daha farkına varıyorsunuz:

Robot insanınki gibi bir ahlak anlayışına sahip, ama insanınkinden farklı olarak onun ahlak anlayışında gri alanlar yok.

Demek istiyorum ki, o, doğru ile yalanı biliyor ama yalanın değişik nüanslarını anlayamıyor. Küçük yalanlar, büyük yalanlar olabileceğini, bazen büyük tatsızlıkları bertaraf etmek için beyaz yalanlar söylenebileceğini aklı almıyor.

Bir suçluyu cezalandırmak için suç işlenmesinin kabul görülebilir olacağını da.

Böyle bir robot, bir insanın evinde yaşarsa ne olur? Böyle bir robotun dünya ve insanlar konusundaki kanaati ne olur?

İnsan robotu, robot insanı anlar mı?

Aralarındaki ilişki sahip - köle ilişkisi mi, yoksa herhangi iki insan arasındaki gibi bir ilişki mi olmalıdır?

Birçok kitabı Türkçeye çevrilen İngiliz romancı Ian McEwan, kısa bir zaman önce piyasaya çıkan son eserinde bu konuyu inceliyor.

Machines Like Me (Benim Gibi Makineler) adlı kitapta, Charlie’ye annesinden yüklü bir para kalır. Piyasaya on üçü Havva, on ikisi Adem 25 yapay insan çıkmıştır. Charlie dişilerden birini almak ister ama geç kalmıştır. Erkeğe razı olur.

Charlie otuz iki yaşında, pek başarılı olamamış bir adamdır. Çirkin, küçük bir evde oturur. Bilgisayar başında kendi hesabına hisse senedi alıp satarak kıt kanaat geçinir.

Üst katında oturan Miranda isimli güzel bir kadınla yaşadığı aşk, hayatındaki en güzel şeydir.

Miranda’nın paylaşmadığı bir sırrı vardır.

Charlie sevgilisini Adem’i ortak kullanmaya davet eder.

Adem kısa sürede Charlie’nin yaptığı işte uzman olur ve borsadan büyük paralar kazanmaya başlar. Londra’nın şık semtlerinden birinde ev satın almaya girişilir.

Kendi kendini anlamaktan aciz insan tarafından yaratılan robotların insanları anlaması, onlarla beraber yaşayarak mutlu olması mümkün mü?

Olağanüstü zekâya ve bükülmez bir ahlaka sahip olan Adem’in, sahipleriyle fikir ayrılığına düşmesi uzun sürmez.

Adem inisiyatifi ele alır ve bize, insan ile robot arasındaki farkın ne olabileceğini ve bundan ne sonuçlar doğabileceğini gösterir.

Kitabın Türkçeye çevrileceğinden emin olduğum için spoiler vermemeye ve diğer konulara girmeden robotla ilgili bölümünü özetlemeye çalıştım.

Sayısız laboratuvarda yüzlerce bilim insanı kitaptakine benzer robot yaratmaya çalışıyor. Bunu ne zaman başaracaklar bilmek mümkün değil.

Ama bana sorarsanız kesin olan bir şey var: İnsanın, bir defa yarattıktan sonra robotu kontrol etmesinin imkânsız olacağı.

Robotlar ruhumuza bakacaklar ve gördükleri onları memnun etmeyecek. Dünya için iyi olmadığımız sonucuna varacaklar. Ondan sonra ne olacağı ise bence çok açık.

2020 - 2023


ZAMANSIZ YAZILAR

  • Sesli olarak

    OZANKÖY Sesli olarak kendi kendime konuşmaya başladım. Pişirdiğim çorbayı içtikten sonra kendi kendimi tebrik ediyorum, tabağı bulaşık makinesine yerleştirmeye giderken. "Teşekkürler Metin Münir! Harika bir çorba yaptın. Hem doyurucu, hem sağlıklı, hem de şişmanlatmıyor." "Afiyet olsun" diye cevap v... DEVAMI>>

  • Büyüklük kader değil terdir (2)

    Bilim adamların araştırmalarına göre, bir sahada en iyi olanlar "belli bir amaca yönelik olarak" en çok çalışan veya antreanman yapanlardır. Belli bir amaca yönelikten kasıt, sürekli ve tutarlı çalışmadır. Hafta sonları dahil her gün aynı saat mesai ortaya koyanlar en başarılı olanlardır. Örnek; B... DEVAMI>>

  • Büyüklük kader değil, terdir (1)

    Kimse annesinin karnından, büyük bir futbolcu, dünyaca ünlü bir işadamı veya satranç ustası olarak doğmaz.Büyüklük nasıl yakalanabilir? Özel bir yetenekle dünyaya gelenler mi büyük olur? Yoksa seçtiği sahada mükemmelliği yakalamak için uzun yıllar çalışıp didinenler mi?Fortune dergisi kasım sayısın... DEVAMI>>

  • Ağaçlar yoldaşım olsun

    Orman sabitmiş gibi görünür. Ağaçlar, ayakları olmadığı için bize yer değiştirmemeye, hep aynı yerde durmaya mahkûmmuş gibi gelir.Doğru değil. Ağaç sabittir ama tohumları değil. Her cins ağacın tohumlarını taşıyıp gömmek için kullandığı değişik yardımcıları var. Yerçekimi, rüzgâr, su, kuşlar, hayva... DEVAMI>>

  • Silahlara veda

    İlkokul üçü Yeni Cami'de bitirdikten sonra dördüncü sınıfa Haydar Paşa İlkokulu'nda başladım. Her iki okul da Lefkoşa'da, surlar dahilindeydi. Haydar Paşa, Kıbrıs'ı 1192-1489 arasında yöneten Fransız Lüzinyan'lardan kalma, camiye çevrilmiş bir kilisenin bahçesinde, iki katlı taş bir binaydı. Cami ... DEVAMI>>

  • İki yüzü keskin bıçak

    Cuma günü saat 12.30 sıralarında, İstanbul'da havaalanı iç hatlar terminalinin önünde arabasını bekleyen bu seçkin görünümlü, gözlüklü, şık adam kim? Dostunuz Metin Münir tabii. Nereye gidecek? Bağcılar Adliyesi'ne. Neden? Çünkü, halka açık bir şirket, yazdığı bir yazıdan dolayı aleyhinde savcıya s... DEVAMI>>

  • Tatilin ikinci günü

    Salonda, sallanan koltuğa oturmuş müzik dinliyorum. Benim burada olduğumun farkında olmayan serçeler öterek dutun dallarında oynaşıyor. Ağacın gövdesinde başı yukarıya kalkık bir kertenkele var.İçimde bir ses beni dürtüyor: "Başka bir yerde ol, başka bir şey yap."Herhangi bir yerde olmak zorunda değ... DEVAMI>>

.