29 Haziran 2019 Cumartesi

Eksik bilgi ile yaşamak

“Ölümsüzlük sıradan bir şeydir. İnsan hariç diğer canlılar ölümsüzdürler çünkü ölümün ne olduğunu bilmezler.”

Bu söz, Arjantinli yazar Jorge Luis Borges’e (1899-1986) aittir.

Ünlüdür bu söz, ama doğru mudur?

Hayvanların ve diğer canlıların ölüm veya başka herhangi bir konuda ne bildiğini veya düşündüğünü bilmiyoruz. Ama onların yerine düşünen, onlara bazı özellikler atfeden yazar ve düşünür çok.

Borges bunların ne ilkidir ne de sonuncusu olacak, muhakkak.

Bütün canlıları bilmem ama birçok yaratığın ölümün ne olduğunu bildiğinden kuşkum yok.

Avcının kokusunu alınca kaçan ceylan ölümden değilse neden kaçıyor?

Karga neden onu kapmaya çalışan şahinle boğuşur ve diğer kargalar ona yardım eder? Nerede kalmak için?

Fare neden her şeyi yemez?

Mikroplar neden onları öldürmek için üretilen antibiyotiklere ve diğer ilaçlara karşı bağışıklık geliştirirler, yok olmayı önlemek için değilse?

Küçük balıklar köpekbalığı görünce spor olsun diye mi çil yavrusu gibi dağılırlar?

Biraz konuyu değiştireceğim ama ... Çil yavrusu diye yazınca çil’in ne olduğunu merak ettim ve araştırınca, başka şeylerle beraber, Ekşi Sözlük’te karşıma şu “bilmeden konuşma” örneği çıktı:

“Keklik kuşunun diğer adı çil’dir. Tüylerinde bulunan beneklerden dolayı bu ismi almıştır. Dişi keklik yavru çıkarınca, onlarla hiç ilgilenmez, kendi başlarına bırakır. Yumurtadan çıkan yavrular, seke seke etrafa dağıldıklarından dolayı bu deyime kaynak olmuşlardır.”

Bu paragraftaki diğer bilgiler ne kadar doğru bilmem ama kekliğin yavru çıkarınca onlarla ilgilenmeyip kendi hâllerine bıraktığı yanlıştır.

Keklik yavrularını “kendi başına” bırakmaz. Başlarının çaresine bakacak kadar büyüyünceye dek yanlarından ayrılmaz.

Karşılarına aniden birisi çıkarsa çil yavrusu gibi dağılırlar.

Nereden biliyorum? Birkaç defa aniden karşılarına çıkıp anne kekliğin arkasından manga gibi yürüyen yavruları çil yavrusu gibi dağıttığım için.

Neyse.

Gerçek şudur ki, büyük adamların küçük, hatta çok küçük lafları var.

Borges’inki de bu sınıfa ait.

Gerçek şu ki, insan yeryüzünde eksik bilgi ile yaşamak zorundadır.

Ama bunu herkes bilmez. Bilenler de eksik bilgi ile yaşamak zorunda olduğumuzu bile bile değilmişiz gibi davranmakta bir sorun görmezler.

Ne gerçek ne değil, bu en önemli soru, eğer önemli sorular ilginizi çekiyorsa.

Çok az şey biliyoruz. Bildiklerimiz de doğru mu yanlış mı, onu da bilmiyoruz.

Bunun için “Gerçek bilgelik cehaletimizi dürüst bir şekilde itiraf etmektir,” denmiş olmalı.


ZAMANSIZ YAZILAR